Haber

Faik Öztrak: Cumhur İttifakı’nın Adayı Kim Olacak Bizim İçin Değeri Yok

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim tarihinin biraz öne çekilebileceği ve Erdoğan’ın adaylığıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Öncelikle şunun altını çizeyim; bundan sonra Erdoğan için her mevsim kış, her mevsim kış. Bizim için, milletimiz için mevsim bahardır, her mevsim yaz olur, 6 parti erken seçime ilişkin tutumunu açıkladı, 6 Nisan’a kadar seçim doğal olarak erken seçimdir, pekiştireceğiz, bu tarihten sonra yapılacak seçim siyaset mühendisliğidir.erdoğanın adaylığı anayasanın konusuysa her şey onda yazıyor.avukatlar ona göre görüşüp karar veriyor.cumhur ittifakının adayının kim olacağı bizim için hiç bir değeri yok.her zaman deriz ki; türkiyenin 13.cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak” dedi.

Faik Öztrak bugün CHP Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öztrak dedi ki:

“Kibir, ayağına bağlı taş gibidir. Kibirle yüzemez, uçamaz. Kibirlinin gözü görmez, duymaz. Kalbi hakka mühürlenmiştir. Kibir, şeytanın en sevdiği günahtır. normal bir başkan olmayacak.’ Bütün güçleri topladı ve ülkeyi tek başına yönetme hırsını ortaya koydu.Ucube rejimimin inşasına başlanmasıyla birlikte milletimizin iki yakası bir araya gelmedi.

“MİLLETİN SATIN ALIMLARINDAN FONKSİYONEL BİR DOLAR BARONU, FAİZ LOBİLERİ, İŞLEVSİZ BİR SAĞLAYICI MÜTEAHHİTLER VE İŞLEVSEL BİR RÜŞVET VAKASINA HORTUM BAĞLANMIŞTIR”

Uluslararası Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 8 yıl önce 59’uncu olan Türkiye, 2022’de 116’ncı sıraya geriledi. 8 yılda 57 basamak geriledi. Adalet ortadan kalkınca ülkede yolsuzluk, hırsızlık ve kibir sıradanlaştı. Bir avuç dolar baronunun, faiz lobilerinin, bir avuç müteahhit yanlısının, milletin kesesinden bir avuç rüşvetin kasalarına hortum bağlandı.

“BİR KOPKO YETKİSİ ÜLKENİN ufkunu kararttı”

Türkiye, Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algı Endeksi’nde son 8 yılda 43 sıra geriledi. Adaletsizliğe, hukuksuzluğa, yolsuzluğa, kibire karşı milletimiz sesini yükseltemesin diye saray giderek otoriterleşti. Karanlık bir zorbalık ülkenin ufkunu kararttı. Bu canavarca rejimin inşası ve uygulanması sırasında Türkiye, İnsan Özgürlük Endeksi’nde 77 basamak geriledi. 165 ülke arasında 139. sıraya geriledi.

Sarayın kurduğu bu adaletsiz, hukuksuz, adaletsiz ve yozlaşmış düzen, milletin sofrasından ekmeği de çalmıştır. Orhan Veli ne diyor? ‘Bu sistem böyle mi gidecek? Pireler filleri yer; yedi kişilik bir hane için üç buçuk tayın yeterli olacaktır.’ Saray ve beraberindekiler kornişe sarılmış rostoyu milli keseden gusül eşliğinde tekneye indirirken, manda yoğurduna gece sindirmek için kestane balı katarken, milletin bir hanede üç buçuk taya ihtiyacı vardı. yedi sakin.

“TEK ADAMIN HASTASI 9 YILDA 150 MİLYAR DOLAR MİLLETİMİZİN GELİRİNİ KALIYOR”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri ucube güzel ülkemizin insafını kaçırdı. Tek adam hırsı 9 yılda milletimizin gelirini 150 milyar dolar eritti. Her birimizin geliri 3,977 dolar azalarak 10,000 doların altına düştü. Aslında bu bereketli topraklarda ekmek herkese yeterdi; Karga tarlayı, fare ahırı, hırsız fırını, hırsız ülkeyi istila etti.’

“CUMHURBAŞKANI’NIN 79 YILININ KATILDIĞI 57 HÜKÜMETİN KULLANDIĞI KAYNAĞININ 20 YILDA 4 KATINI HARCADI”

Erdoğan hükümetleri, daha önce hiçbir hükümete verilmeyen harika kaynakları yedi ve tüketti. Daha önceki 79 yılda göreve gelen 57 hükümetin kullandığı kaynağın 4 katını 20 yılda harcadı. 2023 menziliyle milletin önüne hedefler koydular. Söz verdiler. Sokaktaki Ahmet Efendi, Mehmet Efendi bu sözleri vermedi. 2011 yılında Erdoğan

“ERDOĞAN, 1999 YILINDA G-20 ÜYESİ OLAN TÜRKİYE’Yİ İLK 20 EKONOMİK LİGDEN ÇIKIŞIN SINIRINA GETİRDİ”

2023 yılına geldiğimizde Türkiye dünyanın en büyük 10 ülkesinden biridir. ekonomi ortada olurdu. İlk 10’un ortasında olmayı bıraktık, 1990’da ilk 20 ekonomi arasında yer alan ve 1999’da G-20’ye üye olan Türkiye, Türkiye’yi ilk 20 ekonomi liginden düşme sınırına getirdi. 2023’te milli gelirimizi 2 trilyon dolara, kişi başı gelirimizi 25 bin dolara, ihracatımızı 500 milyar dolara, işsizliği yüzde 5’e düşürme sözü verdi. Erdoğan söylediği her sözle yıkıldı. Vatana olan bağlılığının yarısını bile yerine getirememiştir.

“VERDİĞİNİ TUTMAYAN, MİLLETE BAŞVURU SİYASİ SİYASETÇİ BAŞKANLIĞI BIRAKIR”

Bir veya birkaç kişiyi aldatmak ayıptır, günahtır ama bütün bir milleti aldatmak suçtur. Sözünü tutmayan siyasetçi milletinden özür diler ve koltuğu terk eder. Erdoğan dün partisinin il başkanlarının gözlerinin içine bakarak Subhaneke boncuğu dizip, “Verdiğimiz tüm sözleri tuttuğumuzu söyleyin” talimatını verdi. Ortada başarısızlığı için bahaneler üretmekten çekinmedi. “Dünya bir toz bulutuydu,” diye başladı. Gezi olaylarından girdi, ‘Covid-19’ dedi, ‘dış güçler’ dedi, Rusya-Ukrayna savaşından çıktı. Bahanelerini sonuna kadar bitiremedi.

Ne diyelim? ‘Oynamayı bilmeyen gelin ya ‘belim dar’ ya da ‘yerim dar’ derdi.’ Erdoğan il başkanlarının arkasına saklanmaktan vazgeçsin ve kendi hatalarından onları sorumlu tutmasın. Milletin huzuruna çıksın, bu bahaneleri, saçmalıkları millete kendisi anlatsın, gözünün içine baksın.

“ARADAKİ KAYIP EURO’DA FAİZİ YÜZDE 200 YAPAR”

‘Pi Pi Pi’ ne derse desin… Önce saray, geçmediği köprü, geçmediği tünel, geçmediği havaalanları için halktan nasıl para aldığının hesabını vermeli. Fly’ı ve bunu havuz müteahhitlerine nasıl verdiğini, sayısız avro ve dolarla verdiği garantilerle anlattık. Çanakkale’de üç köprüye garanti verip bir köprüyle yetinenler, ‘Bütçeden bunları yapsak faizini bile ödeyemeyiz’ diyerek şimdi dışarıdalar. İki köprü parası nereye gitti? Aradaki kayıp euroya yüzde 200 faiz getiriyor.

“MİLLETE VERDİĞİ SÖZLERİ TUTMAYIP SORUMLULUKTAN YER GİBİ KAÇAN MİLLETİMİZE ERDOĞAN’IN BELGESİ HAZIRDIR”

Siyasetçi sadece yaptıklarının değil, yapmadıklarının da hesabını verir. Erdoğan’ın koltuğu bahane üretme yeri değil, çözüm üretme yeridir. Milletimiz zaten sizin ne yaptığınızı görüyor ve biliyor. Notunu veriyor. Millete verdiği sözleri tutmayan ve veba gibi sorumluluktan kaçan Erdoğan milletimiz için hazırdır. Sözlerinin hiçbir değeri kalmadı. Milletimiz, Erdoğan’ın şerhini verip evine göndermek için sandığı dört gözle bekliyor.

“BU DOLANDIRICI REJİM TÜRKİYE’Yİ BÜYÜK BİR NÜFUS TUZAĞINA ÇEKTİ. BU ÜLKENİN EVLATLARINI HAYALİNE GETİRDİ”

Bu canavarca sistemin inşası sadece ülkemizin huzurunu, sofralarımızın merhametini götürmekle kalmadı, milletimizin evlatlarını da yok etti. Bunu biz demiyoruz, Tayyip Erdoğan’ı üzmeyen İstatistik Kurumu’nun rakamları. Bu canavarca rejimin kuruluşundan bu yana ülkede yeni doğan bebek sayısı hızla artıyor. Çocuk bir evin neşesi, umududur ama bizim insanımız geleceğini göremez, geleceğe umutla bakamaz ki bu dünyaya çocuk getirebilsin. Bu canavarca rejim, Türkiye’yi büyük bir demografik tuzağa düşürmüştür. Bu ülkenin evlatlarını rencide etti. Suriyeliler, Afganlar, Faslılar, Bangladeşliler ülkemizi doldurdu.

“BU DOLANDIRICI REJİM ÜLKEMİZİN YAŞAM MÜCADELESİNİN, YAŞAM MÜCADELESİNİN VERİLDİĞİ ORTAK DİREĞİDİR”

Bu canavarca rejimi kurma arzusu, ülkemizde adaleti, devlet kurumlarını ve gelecek hedeflerini baltaladığı gibi, ülkemizin orta direğine de çökertmiştir. Orta direk dediğimiz devlet dairesinde memur, fabrikada işçi, dükkanda esnaf, kahvehanede emeklidir. Bir ülkenin orta direği ne kadar güçlüyse toplumu, siyaseti ve ekonomisi de o kadar güçlüdür. Bir ülkenin orta direği ne kadar huzurluysa hane halkı da o kadar huzurludur. Ancak ülkemizin merkez direği olan bu canavarca rejimin elinde yaşam kargaşası geride kalmış, beka kargaşası vermektedir. Memleket memleket olmaktan çıkmış, Survivor setine dönmüştür. Bu canavarca rejimin elindeki hoca ay sonunu getiremez. Doktorlar, hemşireler ve hastaneler şiddete maruz kalıyor. Mühendisler kan ağlıyor. Emeklinin dışarıda bir bardak çay içmesi haram oldu. Özellikle 2018’den sonra orta yazının durumu Türkü’ye döndü; El vermek, el vermek. Orta direk bel verir. Dönüp sağıma baktım. Orta direk hayat verir.’

“MİLLETİMİZ TARİHİMİZİN EN BÜYÜK ENFLASYON TSUNAM ALTINDA EZİLDİ”

Bu canavarca rejim orta direğe her yerden işkence yaptı. Orta direğe takılıp kalan en büyük işkence, ‘Faiz sebep enflasyon sonuç’ yanılgısıydı. Bu saçmalık paramızı mahvetti. Milletimizi tarihimizin en korkunç enflasyon tsunamisi altında ezdi. Bu saçmalığın açıklandığı Ağustos 2021’den bu yana İstanbul Ticaret Odası’na göre enflasyon yüzde 134, İstatistik Kurumu’na göre yüzde 100 olması Tayyip Erdoğan’ı üzmüyor. O gün 500 liraya alınan mal ve hizmet bugün bin liraya alınamıyor. Piyasa kan ağlıyor. Alevler mutfakları sardı. Bu canavarca rejimin yol açtığı enflasyon, orta direğin belini kırdı.

“ERDOĞAN MEMURU MAAŞI VE EMEKLİ PARALARINI MÜZAYEDE ÇIKARDI”

Merkez direğinin vurduğu ikinci büyük eziyeti ‘Tayyip Erdoğan’ı üzmeyen İstatistik Kurumu’ bizzat yaptı. 2022’de enflasyon İTO’ya göre yüzde 93, TÜİK’e göre yüzde 64 oldu. TÜİK enflasyonu ile İTO enflasyonu arasında 29 puan fark oluştu. Bu daha önce hiç görülmedi. Bir de Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) enflasyonu var. O da yüzde 138 oldu. Orta kutup piyasada ENAG enflasyonu ve İTO enflasyonu yaşadı. Ancak maaşlar, fiyatlar ve aylıklar TÜİK enflasyonuna göre hesaplandı. Biz isyan ettik, millet isyan etti. Erdoğan bu kez memur maaşını ve emekli maaşını açık arttırmayla sattı. Devlette ciddiyeti bitirdi. Matematik bilmediğini bir kez daha gösterdi. Devleti mi yönetiyorlar yoksa evcilik mi oynuyorlar pek belli değil. Böyle plansız, plansız devlet yönetimi görülmedi, yaşanmadı. Rüzgârda savrulan yaprak gibi savrulurlar.

“AYNI ERDOĞAN EMEKLİ MEMUR OLDUĞUNDA NEDEN YÜZDE 55 ARTIŞ YAPMIYOR”

2023 yılına girerken trafik cezalarına yüzde 123, pasaport harçlarına yüzde 123, doğalgaz hizmet bedeline yüzde 84 ve özel okul harçlarına yüzde 65 zam yaptı. Ama memurlar, emekliler, dul ve yetimler söz konusu olduğunda Erdoğan’ın kalbini kıran şey yüzde 30’luk zam oldu. Var gücümüzle oraya taksitle geldik. Özel sektör taban ücret çalışanlarına yüzde 55 zam yapıyor; Erdoğan da bunu sanki kendisi veriyormuş gibi alayla anlatıyor. Peki, memur ve emeklilere gelince Erdoğan neden yüzde 55 zam yapmıyor? Çünkü Erdoğan, Yörük’ün sırtına fedakarlık yapmaya alışmıştır. Başka bir şey bilmiyor.

Memur, emekli, dul ve yetimlere yapılan bu yüzde 30’luk zam yeterli mi? Doğal olarak yeterli değil. 2002 yılında bu ülkede net asgari ücret 184 lira iken en düşük memur maaşı 377 lira, en düşük işçi maaşı 257 lira, en düşük esnaf maaşı 150 lira oldu.

“ERDOĞAN’IN YAPTIĞI EYT’LER DE DAHİL 15 MİLYON EMEKLİ KİŞİNİN HAKLARINI KULLANMAKTIR”

2002 yılında emekli maaşı-asgari ücret rasyosuna ulaşılabilmesi için bugün en düşük esnaf emekli maaşı 6 bin 923 lira, en düşük işçi maaşı 11 bin 861 lira, en düşük memur maaşı ise 17 bin 377 lira olması gerekiyor. Peki ne verdi? 5 bin 500 lira. Şimdi çıktı, ‘5 bin 500 lirayla en düşük emekli maaşını ben yaptım’ diyerek emekliye hava atıyor. Erdoğan’ın yaptığı, aralarında EYT’lilerin de bulunduğu 15 milyon emeklinin hakkını gasp etmektir.

“‘ENFLASYON EN HAKSIZ, EN GİZLİ VERGİDİR’ DEDİĞİMİZDE BUNU ANLIYORUZ”

Erdoğan sadece emeklilerin değil, memurlarımızın da hakkını gasp etti. İstanbul Ticaret Odası yıllardır ortalama ücretlinin uğraştığı enflasyonu ölçüyor. 2021’in ikinci yarısında uygulanan ‘sözde model’ sonucunda memurların ortalama maaşına yapılan zam her zaman enflasyon oranının altında kaldı. O turuncu alan, memurların refah kaybını gösteriyor. 2021’in başından 2022’nin sonuna kadar ortalama bir memurun cebinden çalınan miktar tamı tamına 26 bin 427 lira. Enflasyon en adaletsiz, en sinsi vergidir derken bunu kastediyoruz.

“KUZEY KORE TİPİ KONTROL EKONOMİSİNİN ORTA DİREĞİNE BİR İŞKENCE DAHA VURDU”

Kuzey Kore tipi komuta ekonomisi ile orta direğe bir işkence daha isabet etti. Para politikası mahkeme tarafından önemsizleştirildi. Merkez Bankası doğrudan Saray’a bağlandı. Örtülü olarak başlayan sermaye kontrolleri halka açıldı. Saray ve şirketi, döviz kurunun ne olacağı, kime ne kadar, hangi faizle kredi çekileceği, kredilerin nereye harcanacağı, yurt dışına ne kadar para transfer edilebileceği ve bu transferler için hangi belgelerin isteneceğine karar vermeye başladı.

“BORSA İSTANBUL, KÜÇÜK YATIRIMCILARIN SAĞLANDIĞI BİR KASAYA DÖNÜŞTÜ”

Gece yatarken farklı kurallar, sabah kalkarken farklı kurallar uygulandı. Piyasa ekonomisi bitti. Komut ekonomisi geldi. Orta direk elindeki 3 kuruşluk birikim sarayın manipülasyonlarıyla tamamen yok edildi. Mevduat ve DİBS faizi; Enflasyon tsunamisi dolar, euro ve altın getirilerini sildi. Kimse bir şey bırakmadı. Borsa İstanbul, küçük yatırımcıların sarsıldığı bir kumarhaneye dönüştü.

“BORSADA KAYIPLAR BİR GÜNDE YÜZDE 7’Yİ AŞTI. PAZARTESİ GÜNÜNDEN BERİ KAYIPLAR YÜZDE 10’U BULDU”

Dün burada yaşadık, gördük. Borsada bir günde kayıplar yüzde 7’yi geçti. Pazartesiden beri kayıplar yüzde 10’a ulaştı. Borsa balonunun enflasyona göz yumanlar, borsa hızla iki kez ‘devre kapatma’ çalışması yaptı. Cumhuriyet tarihinin en feci vurgunculuğu ve sermaye transferleri bu dönemde yapılmıştır. Ama bu sefer bir gün geri gelecek. Başkanımızın dediği gibi; ‘Herkes yaptıklarının bedelini ödüyor. Küçük yatırımcıya sahip çıkmayan kurumlar, haksız yere zengin olan çeteler bunun bedelini ödüyor. Bundan paçayı sıyırmalarına asla izin vermeyeceğiz.’

“YALNIZCA SON 3 YILDA EMEĞİN MİLLİ GELİRDEKİ PAYI YÜZDE 31’DEN YÜZDE 25’E AZALDI”

Memurlar, işçiler, esnaf ve emekliler tüm bu işkencelerle perişan oldu. Gelirler orta sütundan alınıp saray yandaşlarının ve cemiyetin ceplerine taşınıyordu. Memuru, işçisi, esnafı bir yıl boyunca çalıştı, mücadele etti, üretti ve katma değer yarattı. Ancak bu canavarca rejim, ürettiği zenginlikten hak ettiği payı alamadı. Sadece son 3 yılda emeğin milli gelir içindeki payı yüzde 31’den yüzde 25’e geriledi. Bunlar benim değil, İstatistik Kurumu’nun Tayyip Erdoğan’ı üzmeyen rakamları.

İşte son durum, orta direk için seçim öncesi konut kampanyası başlattılar. Kampanya detaylarına bakıldığında; Kredi var, konut var ama ‘orta direk’ yok. Kampanya kapsamında bankadan 4 milyon TL kredi çekildiği takdirde aylık kredi taksiti 38 bin 875 liraya ulaşıyor. Bunun üzerine Bakan, ‘Taksit hane gelirinin yüzde 40’ını geçmeyecek’ diyor.

“BU HÜKÜMETİN ÜLKEMİZİN SORUNLARINI ÇÖZME İRADESİ VE YETENEĞİ YOKTUR”

Bakanın tanımına göre 38 bin 875 lira ödeyecek bir ailenin aylık geliri 97 bin 188 lira olması gerekiyor. Allah aşkına bu ülkede kaç ailenin aylık 97 bin 188 lira geliri var? Yaptıkları her şey seçim öncesi göz yıkama ve algı manipülasyonudur. Bu hükümetin ülkemizin sorunlarını çözecek ne iradesi ne de yeteneği var. Ancak seçime sayılı günler kaldı. Hazırlıklarımızı tamamladık.

“ALTI PARTİ’NİN NİHAİ SİYASİ HEDEFİ AÇIKTIR; MEVCUT DOLANDIRICILIK HÜKÜMET SİSTEMİNİN DEVLET VE KAMU HAYATINDA VERDİĞİ ZARARLARI TAMİR ETMEK”

200 yıllık modernleşme, 150 yıllık TBMM, 100 yıllık Cumhuriyet ve 75 yıllık demokrasi tarihimizde tüm ana siyasi akımları temsil eden altı partimizin değerli genel başkanları dün gündeme geldi. Değerli bir toplantı gerçekleştirdi. Altı partinin kesin siyasi amaçları açıktır; Mevcut canavarca yönetim sisteminin devlet ve toplum hayatında verdiği tahribatı gidermek, Cumhuriyetimizi gerçek ve kusursuz bir demokratik düzen ile taçlandırmak. Altı partinin genel başkanı bu amaçla yapılan çalışmaları inceledi. Ne yapacağını belirledi. Hazırlanan ‘Geçiş Süreci Yol Haritası’ ve ‘Ortak Politikalar Metni’ 30 Ocak 2023 tarihinde kamuoyuna duyurulacaktır.

“ORTAK CUMHURBAŞKANI ADAYLARININ BELİRLENMESİ İÇİN GENEL BAŞKANLAR ARASINDA İSTİŞARELERE BAŞLAMA KARARI”

Ayrıca altı partinin değerli liderleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde anayasal çoğunluğu elde etmek amacıyla milletvekili seçimlerinde uygulanabilecek alternatiflerin araştırılmasına karar verdi. ve yine ortak cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için genel liderler arasında istişarelerin başlatılmasına karar verildi. Milletimiz Altı Sofra’nın kararlı adımlarla hedefe yürüdüğünü bir kez daha görmüş oldu.

“6 NİSAN’DAN ÖNCE YAPILACAK ERKEN SEÇİM ALTI TARAFLI OLARAK SAĞLANACAKTIR. BU TARİHTEN SONRA YAPILAN SEÇİM ERKEN SEÇİM DEĞİL, SİYASET MÜHENDİSLİĞİ OLDUĞU İÇİN DESTEKLENMEYECEKTİR”

Bunu herkes bilmeli. Cumhurbaşkanı adayı ve milletvekilliği seçimlerinde uzlaşı kültürü oluşacak ve seçimlerin ardından hem yasama hem de yürütmede yeni bir dönem başlayacak. Erken seçim tartışmalarının başladığı bu günlerde cumhurbaşkanları değerli bir karar daha aldı. 6 Nisan’dan önce yapılacak erken seçime altı parti destek verecek. Bu tarihten sonra yapılacak bir seçim erken seçim değil siyaset mühendisliği olduğu için desteklenmeyecektir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımıza yapılan haksızlık ve hukuksuzluklara karşı altı partinin gösterdiği dayanışma demokrasimiz için de çok pahalıdır.

Ülkemizin üzerine çöken kara bulutları dağıtmaya kararlıyız. Ülkemizin geleceğinin yolsuzluk, yasaklar, baskı ve yoksullukla karartılmasına izin vermeyeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılı, toplumsal barışın, insan hak ve özgürlüklerinin, adaletin, demokratik hukukun üstünlüğünün, temiz siyasetin ve refah toplumunun gerçekleşmesi yolunda yeni bir başlangıcın yılı olacaktır. Hazırız.”

Bir basın mensubunun sorusu üzerine Öztrak, “Cumhurbaşkanı adayını Altı Masa belirleyecek. Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, Altı Masa adayı olacak” yanıtını verdi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Cumhurbaşkanı olsa bile, geçiş sürecinin yol haritası 30 Ocak’ta açıklanacak, tüm bu soruların yanıtını 30 Ocak’ta bulacaksınız” diyen Öztrak, seçilirse, altı liderin imza yetkisi olacaktır.”

“CUMHUR İTTİFAKI’NIN ADAY OLACAĞININ BİZİM İÇİN DEĞERİ YOKTUR”

Öztrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığına ilişkin soruya ve seçim tarihinin öne çekileceği yönündeki açıklamalara da şu yanıtı verdi:

“Öncelikle şunun altını çizeyim, bundan sonra Erdoğan’a her mevsim kış, bize her mevsim bahar, milletimize her mevsim yaz olacak. 6 parti erken seçim için tutumunu açıkladı. 6 Nisan’a kadar yapılacak seçimin erken yapılması adettendir.Bu tarihten sonra yapılacak seçim siyaset mühendisliğidir.Biz her zaman 13.Cumhurbaşkanı’nın Millet İttifakı’nın adayı olacağını söylüyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu